19 May 2016

Yeni başlangıçlara...

   Herkese benden kocaman bir MERHABA! Yine uzun zamandır yazmadım, değil mi? Ah hayırsız ben! :) Peki ne yaptım son zamanlarda? (Ah başladı yine kendi hayatını anlatmaya demeden önce şans tanıyın bana. :)

   Yazıma devam etmeden önce sizden şu an gözlerinizi kapatıp 1-2 dakikalığına son bir haftanızı düşünmenizi istiyorum. Neler yaptınız, nasıl hissettiniz? Daha mı mutluydunuz yoksa her zamanki gibi miydi? Yapmak istediğiniz şeyleri yaptınız mı yoksa sıkıntıdan öldünüz mü? Şöyle kısacık bir değerlendirme yapın hadi! :) (Bu değerlendirmeyi her hafta hatta her gün yapabilirseniz kesinlikle çok etkili olur.)
        


   Kendinizi mutlu, huzurlu ve iyi hissettiğiniz bir haftaysa ne mutlu size! Her zamanki gibi sıradan bir hafta geçirenler, mutsuz olanlar bu yazım daha çok size! Bu küçücük ama önemli değerlendirmenin ardından başlayalım bakalım ben bu bir haftada ne yaptım, kendimi nasıl hissettim?

   Bundan önceki yazılardan da anlayacağız gibi son zamanlarda pek mutlu, iyimser değildim. Hatta kendi karanlığımı yaratmış, öylece yaşayıp gidiyordum. Ama son bir haftada çok şey değişti hayatımda ve değişmeye de devam ediyor. Bir haftayı küçümsemeyin, aslında bir şeyleri değiştirebileceğiniz ya da en azından değişim için adım atabileceğiniz kadar uzun bir zaman dilimi.

   Kötü geçen birkaç aydan sonra ilk defa yaşamanın ne kadar güzel olduğunu anladım bu son bir haftada. Kendimi daha rahat, daha mutlu hissettim. Kendime güvenim, gülüşüm, enerjim yerine geldi ya da tamamen olmasa da büyük çoğunluğu geldi diyelim. :) E, ne yaptın, hadi anlat diye geçiriyorsunuz içinizden belki ama ilk önce küçük bir şey anlatmak istiyorum size.

             


   Geçen sabah gördüğüm kötü bir rüya nedeniyle erkenden uyandım. Uyandığım zaman resmen canımın acıdığını hissettim hatta oturup tüm gün ağlamak istedim. Bir iki saati böyle mutsuz geçirdikten sonra durdum ve kendime dedim ki "Önünde iki seçeneğin var; ya bir rüyanın tüm gününü mahvetmesine izin verirsin ya da rüyanı bir kenara bırakıp güzel bir gün geçirmek için bir şeyler yaparsın." Tabi ki ikinci seçeneği seçtim. Kalktım yataktan, sonra kendime güzel bir kahvaltı hazırladım hatta hazırlarken de dans ettim bol bol. :) 

   Bunu niye anlattım? Çünkü olaylar sonucunda nasıl hissedeceğiniz tamamen sizin seçeneğiniz. Hangi yola adım attığınızla alakalı. Ben de özellikle son bir haftadır mutluluğa adım atıyorum. Mutlu olmak için, eski enerjime kavuşmak için bir nevi kendimi zorluyorum. Bunun için neler yaptım, sıra onlara geldi! :)


   Bir kere benim için düzen çok önemlidir. En önemlisi de uyku düzeni. Lisenin son iki senesi çok güzel bir düzenim vardı. Her şeyi yapmaya zamanım yetiyordu ve uykumu aldığım için de gün içerisinde enerjim yüksek oluyordu. Bu yüzden işe uykumu belirli bir düzene sokmaya çalışarak başladım. Henüz tam başarı sağlayamasam da büyük bir ilerleme katettim. Bu yüzden gün boyu daha mutluyum ve daha iyi hissediyorum (Tabi ki arada modum düşebiliyor ama bunlar eskisi kadar uzun sürmüyor. Hem onlar da işin tuzu biberi.:). Sonra gün içerisinde başka neler yapmak istediğimi düşündüm, hatta bir liste yaptım. Bunlar genelde eskiden yaptığım ama bir süredir göz ardı ettiğim şeylerdi. Tabi bu listedeki her şeyi hemen hayata geçirmek için uğraşmıyorum. Çünkü o zaman daha çok bunalırım. O yüzden öncelik sırasına koydum ve en çok istediğimi günlük yaşantıma katmaya başladım. Ne mi bu? Pilates. Hem ruhumun hem de vücudumun ihtiyacı olduğu şey. Pilates yaptıktan sonra müthiş bir enerji doluyor içime ve kendimi çok iyi hissediyorum. Hatta kendime olan güvenim daha çok artıyor. :) Bence herkesin hayatında spor olmalı. Hiçbir şey yapamıyorsanız bile çıkın 1-2 saat yürüyün. O bile o kadar iyi geliyor ki insana.
           

   Finallerim yaklaştığı için diğerlerini finallerden sonraya bıraktım. Bunlar eskisi gibi kitaplara gömülmek, Derin'ime (bilmeyenler için söyleyeyim, yan flütüm) yeniden başlamak, doyasıya gezmek...

   Kısa bir özet geçmem gerekirse hayatımda ne olmasını istiyorsam onları yavaş yavaş hayatıma katıyorum. Bu beni daha iyi hissettiriyor. Mutlaka okul/iş ve sosyal hayatınız dışında kendinize zaman ayırın. Kendinizi dinleyin, ruhunuzu besleyin ve bu mümkünse telefonunuzdan, bilgisayarınızdan uzak bir zaman dilimi ayırın kendinize. Müzik falan dinleyecekseniz başka tabi. :) Ve belki de en önemlisi oturup saatlerce düşünmeyin. Düşünme süresini ne kadar uzatırsanız o kadar karamsar bakmaya başlıyorsunuz çünkü. Yeniden söylüyorum, hayatı güzelleştirmek sizin elinizde!

   Son olarak sizlerle buluşma süremi bu kadar uzatma nedenim kötümser bir şey yazmak istememden kaynaklanıyor. Yeterince içimiz karanlık, daha fazla karartmaya ne gerek var ki?

   Hepinize musmutlu, huzurlu ve güzel günler diliyorum. Daha sakin, daha mutlu bir hayata adım atmak için geç değil. Yeter ki isteyin! Bir sonraki yazımda görüşünceye kadar hoşça, sağlıkla, mutlulukla kalın! Unutmayın, hiç kimse ve hiçbir şey sizden daha önemli değil!

4 yorum:

  1. Hoşgeldin, nede güzel geldin. Başaracağını biliyordum :) çok mutlu oldum yazını okuyunca, öyle ki sabah bir daha okuyacağım.. Kitap olsa altını çizerdim yazdıklarının, tekrar tekrar okunulası.. Kocaman sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ne kadar güzel bir yorum bu böyle! :) Yazıyı yazdım ve aklıma sen geldin, acaba okudu mu diye. Öyle mutlu oldum ki okuyunca sen! :) çok teşekkür ederim değerli yorumun için! Benden de sana kocamaann sevgiler. :)

      Sil
  2. çok güzel bir kişisel gelişim yazısı olmuş bence. her satırına ayrı ayrı hak verip katılıyorum.. hatta şu teknolojiden uzak olma kısmını uygulayıp biraz kendimi dinlesem ne iyi olacak.. kalemine sağlık <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya çok teşekkür ederim, insanlara bir şeyler katabilmek adına yazdım. :) Özellikle telefondan uzak durmak bana o kadar iyi geliyor ki... Sinirlio olduğumda, moralim bozuk olduğunda koyuyorum kenara çünkü daha çok üzüyor, sinirlendiriyor beni. :) okuduğun ve bu güzel yorumu yaptığın için teşekkür ederim. :) Sevgilerimle. <3 :)

      Sil