26 May 2016

Bir fasulye severin dramı

   Herkese benden kocaman bir MERHABA yeniden! Dünkü umut dolu yazının ardından bugün size belki birazcık karamsar bir şeyler yazacakken bir şey oldu! Ne oldu? Fasulye ayıkladım! Fasulye ayıklarken böyle dertlerimi de ayıklıyorum hayatımdan, iyi geliyor.

   Evde babamla ikimiz kaldığımızdan beri bu evrendeki en önemli ve tek görevimin fasulye ayıklamak olduğunu düşünüyorum. Tam böyle derse oturacağım pat bir telefon: "Cansu dolapta fasulye var. Ben gelene kadar ayıklar mısın? Akşam gelince yemek yaparım, yarına hazır olur." Hiç sormak yok, dersin var mı, müsait misin diye. Ama söz konusu fasulye olunca boynumuz kıldan ince ne yapalım. En sevdiğim yemektir kendisi, o yüzden bir şey diyemiyorum.
            


   Bildiğiniz gibi bu aralar final haftam ve yarın da önemli bir dersimden sınavım var. Yine ne oldu? Tabi ki fasulye ayıkladım. Evrende fasulye ayıklamaktan önemli hiçbir şey olamaz zaten. Daha yeni başladığım için bu işe, birazcık yavaşım. Küçükken babaannemi izlerdim hep fasulye ayıklarken (sırf fasulye ayıklarken de değil her türlü yemeği yaparken.). Öyle bir ayıklardı ki bıçağı kaldırmadan, tek seferde. Fasulyenin şeklini görebilirdiniz. Sonra da elinde fasulyenin büyüklüğüne göre ikiye ya da üçe bölerdi. Küçükken bu elde soyma-doğrama işlerini çok havalı bulurdum. Ben de öyle soymaya başlarsam büyük aşçı olurum derdim. Çünkü tahta olmadan soyamazdım, doğrayamazdım. Ne oldu? Şimdi elimde doğruyorum da ne değişti? Doğru dürüst yemek bile yapamıyorum.

   Neyse efendim, devam ediyorum fasulye ayıklamaya. Yeri geliyor üçe bölüyorum, yeri geliyor ikiye. İzlediklerimin ışığında yapıyorum ne yapıyorsam. Sonra halam diyor, "Cansu çık sandalyeye, şu kabı al." Ailenin selvi boylu al yazmalısı olduğum için bu işler hep bana kalır. (Tabi kadınların içinde! :) O sandalyeye çıkarken terlikler çıkarılır. Neden? Öyle görülmüş babaanneden de ondan. Sonra su içiyorum ama şişeden. Hem daha kolay hem su tozlanmıyor. Bardaktan içeceksem de o bardağın üstüne bir çay tabağı konur. Neden? Öyle görmüşüm çünkü, o tabağı koymasam o bardaktan su içemem bir daha, tozlu gelir, pis gelir bardak bana. Halam bulaşık makinesini çalıştırıyor, bir dakika bile geçmeden tekrar açıp içine bir kaşık daha koyuyor. İşte bizim ailedeki kadınların huyu. Bırak rahatça çalışsın makine. Ama yok illa açılacak, o kaşık konulacak. Bakmayın böyle dediğime, güldüğüme. Bir evin işlerini tamamen üstlenince ben de öyle olacağım muhtemelen. Neden mi? Çünkü öyle gördüm.
            


   Velhasılıkelam, insan aileden ne görüyorsa ister istemez benimsiyor onu. Farkında olmadan kazanıyor o alışkanlığı. Zaman geçtikçe ben de fasulyeyi babaannem gibi ayıklayabileceğim. Elim alışmış olacak, tecrübe etmiş olacağım. Ama illa o fasulye ayıklanacak! Dünyadaki en önemli görevim o çünkü!

   Hepinize kucak dolusu sevgiler. Hoşça, sağlıkla, mutlulukla ve fasulyeyle kalın efendim! :)

26 yorum:

  1. Fasulyeyi bilmem ama hiç işin var mı diye sormadan, etmeden aile büyüklerinin bir yere çağırması, iş yüklemesi ve bizim onları kıramamamız çok tanıdık geldi. Benzer şeyleri ben de yaşıyorum. :D
    Dediğin gibi ileride biz de çocuklarımıza, küçüklere yaparız belki bunları. Ne görsek kalıyor bir şekilde.
    Neyse sınavda başarılar, iyi çalışmalar. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsyanımı fasulye üzerinden dile getirmek istedim. Aslında isyanda değil ne bileyim ailenin bize kattıkları da olabilir! Öyle bir şey işte. :)
      Yorumunuz için, iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim! Ay geçse de yarın bir rahatlasam. :)
      Sevgilerimle.

      Sil
  2. Gün gelecek, işin var mı diye sormadan iş buyuran sen olacaksın. Sabret diyemeyeceğim , emin ol o günler daha zor ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyürken hep deriz, anne olursam çocuğuma böyle davranmayacağım diye. Muhtemelen ben de böyle davranmayacağım dediğim gibi davranacağım. Aman daha çok var o zamanlara, belki de hiç gelmeyecek, belli mi olur? Ben de Berna gibi istemem belki :)

      Sil
    2. Boş ver sen Berna'yı, çocuk güzel bişey ;)

      Sil
    3. Güzel de sorumluluğu... Neyse konuşmak için erken daha :)

      Sil
  3. Mesele yemek olunca mecbur yapıyorsun.Allah'tan ders çalışırken başka işler istemiyor.Bende de oluyordu.Derse oturuyorum.Bismillah diyorum.Telefon geliyor.5dk. lık işe gidiyorum.Oluyor 2 saat.Geldiğim de daha fazla ders çalışmak zorunda kalıyordum.Çalışmıyordum.:)
    Ayrıca ders dışında işlerle uğraşmak iyi birşey ama sınav zamanları hariç.: )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah'tan babam yemek yapabiliyor, yoksa ne olurdu halim bilmem. :D Sınav zamanı ders çalışmak dışında her şeyi yapıyorum zaten sonuç ne oluyor peki? Çalışamıyorum, içimdeki istek dağa kaçıyor. :D
      Bugün de çalıştın mı diye soracak olursan, hayır çalışmadım. :D Şaşırdık mı, hayır şaşırmadık! Olmadı seneye veririm. Bakalım ne olacak.

      Sil
  4. sevgili cansu çocukluğumda annemin ''mevsim sebzesi'' diyerek her 3 günde bir taptığı fasulye yemeğini ben hiç sevmem. eşim 3 ayda bir anca yapıyor oda benden izin alarak :DD her ailenin kendine göre huyları oluyor demek ki :D mesela toplumumuzda sıklıkla rastlanan yoğur kabı ve türevlerini biriktirme saplantısı annemde de mevcut. :DD bu duruma sevgili mirasın benim zorumla yazdığı yazıyıda ayrıca okumanı tavsiye ederim :)

    (http://karpuuz.blogspot.com.tr/2015/11/konuk-yazar-miras-eristden-yogurt-kab.html)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde de benden dolayı fasulye biter, yerine yenisi yapılır. :D Oh, kurtulmuşsunuz sevmediğiniz bir yemekten, ne güzel. :D Bizimkilerin yoğurt kabı biriktirme huyu yok da torba hastalığı var. Daha çok babaannemde olurdu o gerçi. Markete gittiğinde mutlaka 2-3 tane "temiz" torba da alırdı. :D

      Hemen okuyorum! :) Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Sevgilerimle.

      Sil
  5. :)) O makine bizde de açılır. Hatta 1 kez değil 1000 kez. Bazen kurutmaya geçtiği halde yıkamayacağını bile bile birşey tıkıştırılır içine. Bardak ve terlik çıkarma mevzusu da aynen var:) Dikkat ediyorum bende yeğenime aynı uyarılarda bulunur oldum. Ne görürsek o:) Kim bilir bunların üzerine bizim ne gibi ilavelerimiz olacak.. Umarım sınavın çok güzel geçer dönünce de fasülyeyi afiyetle yersin. Kucak dolusu sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son bir dk kalsa bile açılacak o makine! :) Bardak mevzusunun olmasına sevindim, bir bizde var sanıyordum. :D Ben de küçükken yeğenimi uyarırdım, pek sevmezdi o yüzden beni. Isırır, döver dururdu. :D Şimdi de en çok sevdiği insanlardan oldum. Büyüdü tabi. :) Ben kesin titizlikte çığır açacağım. :D Çok teşekkür ederim güzel yorumun, dileklerin için! Fasulye dün tabağa düştü bile! :) Kucak dolusu, kocaman sevgiler gönderiyorum sana! :)

      Sil
  6. ya ne güzel yazmışsın :D başlığı merak ettim bu kız ne yazdı fasulye ile ilgili acaba diye, çok eğlendim :)) babanneler halalar candır =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya teşekkür ederim. Valla fasulye ayıklarken geldi aklıma! :D Eğlenmene sevindim, demek ki istediğimi başarabilmişim! :) Kız halaya benzer diye boşuna dememişler bence. Halaları ve babaanneleri koruyalım, bağrımıza basalım! Teşekkür ederim güzel yorumun için. Sevgilerimle. :)

      Sil
    2. haha aynen canım ya, valla ben çekmişim, huyum suyum aynı halam :D :D beni de babannem büyüttü zaten, ortaya çıkanı düşün sen D: :D:D sevgiler!

      Sil
    3. Ahah bu konuda aynıyız valla. Halamla damak tadımız bile aynı! :D Takıpt takıştırmayı çok severim, hep der aynı benim gençliğim. :D Ama iyi ki onlara çekmişim, iyi ki babaannem büyütmüş beni <3 Keşke bunu ona da söyleyebilseydim. :( Ama biliyordur o ya bunu :)

      Sil
  7. Bunu şimdiden keşfetmiş olman çok güzel :D
    Normalde 'ben hayatta böyle yapmam' deyip bahsettiğin gibi aynısını yaparken buluyoruz kendimizi :D
    Güldüm, eline sağlık :)
    Ne çektin be fasulye :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu ilk bir kitaptaki cümleyle keşfetmiştim, tam olarak hatırlamasam da şöyle bir şeydi: "İnsan en çok eleştirdiği insana benzer." diye. Cidden de öyle. :D
      Sizi güldürmeyi başarabildiysem ne mutlu bana! :)
      Fasulye mi çekti, ben mi çektim emin olamadım şimdi :D
      Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. :)
      Sevgilerimle!

      Sil
  8. sınavlarda başarılaaar kolaylıklar sanaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu güzel dileklerini için çok teşekkür ederim! :) Az kaldı, kurtuluyorum!
      Sevgilerimle...

      Sil
  9. Gençken ben de is istenince sinirlenirdim ama anne olup evde 5 kisiden sorumlu olunca aile içi yardimlasmanin önemini anladim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim. :) Ben iş istenince sinirlenmiyorum aksine keyifle yapıyorum sadece bu işlerin ders çalışmam gereken zamanlarda istenmesine sinirleniyorum. Çünkü sonrasında ders çalışası gelmiyor insanın. :) Böyle boş boş oturduğum zamanlar hiçbir şey istenmez tam derse oturacağım...
      Sevgilerimle

      Sil
  10. Canım, yazını yeni okudum.Fasulye ayıklamak bende acı bir hatıra olarak yerini aldı.Uzun hikaye.Ama tam elli senedir mutfak benim ikinci odam.Kızımı, okuduğu için mutfağa pek sokmadım.Biraz hastalıkları da olmuştu, guatr onu zayıf düşürmüştü vs.Sonra evlendi,bir kızı oldu,dört senelik evliyken eşinden boşanmaya karar verdi, nedenlerinde haklıydı.Tam da o günlerde diyaliz hastası eşimi kaybetmiştim, hemen üç nesil bir arada yaşamaya başladık. Aileyi besleme misyonunu zevkle üstlendim.Bizde de bardak üstüne çay tabağı konur, ben de açık olursa katiyen içmem.
    Cansu, anlattıklarının içinde hep birinin, hem de insanın hayatında en önemli olan birinin yokluğunu hissettim ve bu beni çok üzdü.Yazmak zorunda değilsin, ama her ne olduysa,hayat gerçekten çok da adaletli değil diyorum yine.Tüm ömrünün mutlu ve huzurlu geçmesi dileklerim ve sevgimle yavrum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için çok teşekkür ederim ablam. :) Başınız sağ olsun öncelikle... Anlattığının benzerini ben de yaşadım. Annemle babam ben çok küçükken ayrıldılar. Bu yüzden beni babaannem büyüttü, annem oldu bir nevi. Burada yazdığım ve yazmadığım birçok şeyi kattı bana o. Bu yaşıma kadar bir an olsun bile ayrılmamıştık. En fazla 1 ay ayrı kalmıştım ondan. O bir ayın sonunda da ağlamıştım zaten babaannemi özledim ben diye. :) Bu yılın 14 şubatında kaybettim onu. Sevgililer gününde dedeme kavuştu, hep istiyordu zaten. :) Ama çok yıktı o kayıp beni, daha yeni yeni kendime gelmeye başladım. Hiç beklenmedikti çünkü. Bir anda...
      Evet hayat ne yazık ki pek adil değil ama yine de hayata boyun eğmemek lazım! :) Hepimiz hak ettiğimiz huzura, mutluluğa kavuşuruz umarım! Tekrardan güzel yorumların, dileklerin için teşekkür ederim ablacığım! Kocaman sevgilerimle :)

      Sil
  11. blog keşif etkinliğinden geldim , bende beklerim... sevgiler....
    wwww.soslubadem.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. En kısa zamanda ziyarete geleceğim! Sevgilerimle :)

      Sil